-
1 yad etmek
yad etmək -
2 yad etmek
хәтерләү -
3 yâd etmek
ادكراستحضرتذكرذكر -
4 yâd etmek
-
5 yâd etmek
to remember -
6 yad etmək
yad etmek -
7 yad etmək
yad etmek -
8 yâd
-
9 yâd
-
10 yâd
farsça ياد 1.hatırlama. 2.gönül, hatır. 3.anı, hatıra. yâd edilmek anılmak, hatırlanmak. yâd etmek anmak, hatırlamak. -
11 yâd
1) воспомина́ние; упомина́ние о ком-чём2) па́мять -
12 yâd
used in: - etmek /ı/ see yâdetmek. -
13 تذكر
Iتَذَكَّرَ1. dönmekAnlamı: bırakılan bir konuya başlamak, söz konusu etmek, hatırlamak2. hatırlamak3. yâd etmekAnlamı: anmak4. anımsamakAnlamı: hatırlamak5. anmakAnlamı: bir şeyi veya birbirini akla getirmek, sözünü etmekIIتَذَكُّر1. hatırAnlamı: düşünme, akılda tutma, hafıza2. anma3. yâdAnlamı: anma -
14 استحضر
اِسْتَحْضَرَ1. dönmekAnlamı: bırakılan bir konuya başlamak, söz konusu etmek, hatırlamak2. hafızlamakAnlamı: çok çalışmak, ezberlemek3. hatırlamak4. getirmekAnlamı: gelmesini sağlamak5. yâd etmekAnlamı: anmak6. anımsamakAnlamı: hatırlamak7. anmakAnlamı: bir şeyi veya birbirini akla getirmek, sözünü etmek -
15 ذكر
Iذَكَر1. maslahatAnlamı: erkeklik organı2. sikAnlamı: erkeklik organı3. erkekAnlamı: erkek olan kimse4. penisAnlamı: erkeklik organı5. pipiAnlamı: erkeklik organı6. zekerAnlamı: erkeklik organı, kamışIIذَكَرَ1. dönmekAnlamı: bırakılan bir konuya başlamak, söz konusu etmek, hatırlamak2. hatırlamak3. anımsamakAnlamı: hatırlamak4. yâd etmekAnlamı: anmak5. zikretmekAnlamı: adını söylemek, sözünü söylemek, anmak6. anmakAnlamı: bir şeyi veya birbirini akla getirmek, sözünü etmekذِكْرzikirAnlamı: anma, söyleme, sözünü etme -
16 تذكر
anımsamak; anma; anmak; dönmek; hatır; hatırlamak; yâd; yâd etmek -
17 ادكر
اِدَّكَرَ1. anımsamakAnlamı: hatırlamak2. yâd etmekAnlamı: anmak3. anmakAnlamı: bir şeyi veya birbirini akla getirmek, sözünü etmek -
18 hayır
нет* * *выпад. -yrı1) добро́, бла́гоhayra alâmet — до́брое предзнаменова́ние
hayır beklememek — не ждать добра́ от кого-чего
hayrı dokunmak — а) ви́деть добро́ от кого; б) сде́лать добро́ кому
hayır işlemek — соверша́ть благо́е де́ло
hayra karşı — с до́брыми наме́рениями
hayırla yad etmek — добро́м помина́ть уме́рших
hayra yormak — [ис]толко́вывать в хоро́шем смы́сле, относи́ть к добру́ (сны и т. п.)
2) по́льза, прокhayır gelmemek — быть бесполе́зным; не ждать [никако́й] по́льзы от кого-чего
hayır görmemek — не ви́деть по́льзы от кого-чего
hayrını görme! — бран. пусть [э́то] не пойдёт тебе́ впрок!
hayır kalmamak — стать бесполе́зным
bu işten hayır kalmadı — от э́того де́ла нет уж никако́й по́льзы
hayır yok — нет про́ка, нет никако́й по́льзы
••- hayır etmemekhayır dile eşine / komşuna hayır gelir başına — посл. проси́ добра́ для бли́жнего / сосе́да, а добро́ придёт к тебе́
- hayrını gör!
- hayırdır inşallah!
- hayır ola!
- akşamlar hayır olsun! -
19 ادكر
anımsamak; anmak; yâd etmek -
20 استحضر
anımsamak; anmak; dönmek; getirmek; hafızlamak; hatırlamak; yâd etmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
yâd etmek — anmak, hatırlamak Bunu derhâl halkın hesabına iyi bir numara olarak yâd ettim. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yâd — is., Far. yād 1) Anma 2) Hatır, zihin Yâdımda ezelî ve mor bir fecir memleketi gibi kalan doğduğum yeri gözümün önüne getirmek isterim. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yâd etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yâd — (F.) [ دﺎی ] 1. hatırlama. 2. gönül, hatır. 3. anı, hatıra. ♦ yâd edilmek anılmak, hatırlanmak. ♦ yâd etmek anmak, hatırlamak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
hayırla anmak (veya yâd etmek) — ölmüş bir kimsenin ardından iyi konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
angmak — zihine getirmek, zikr, tezekkür ve yad etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatır — is., Ar. ḫāṭir 1) Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd 2) Gönül, kalp Sakın hatırını kıracak bir şey söyleme. 3) Birine karşı duyulan saygı, sevgi Hatırınız için bu işi yaptım. 4) Durum, keyif, hâl Hatırını sormak. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük